- teknikemek2020
Silahtarağa Atıksu Arıtma Tesisi Ve İstanbul Atıksu Arıtma Sistemleri
Silahtarağa Atıksu Arıtma Tesisi yapım işinin “Temel Atmama” Töreni ile başlayan tartışma, AKP yönetimi tarafından sözde “Çevrecilik” şovuna dönüştürülmüştür. “Ekolojik yaşam alanları”,” Kent halkı” gibi kavramları sözlüklerinde bulundurmayan yönetimler, Bugün “En Çevreci” söylemlerde bulunmaktadırlar.
Yerel seçimlerde “İstanbul’daki atık sularının %99’unu arıtıyoruz” sloganı ile övünen AKP yönetimi bugünlerde ise; “Atık suların; %45’i biyolojik olarak arıtılırken, kalan %55’i fiziksel olarak arıtılıyor.” ve “Tüm atık suların biyolojik olarak arıtma ve arıtılan suları tekrar kullanılması” söylemini kullanmaya başlamıştır.
Yüksek bedelli ihalenin iptali ile bu durumu kavramış olmak, elbette olumlu bir yaklaşımdır fakat daha önceki düşük bedelli Kadıköy Atıksu Arıtma Tesisi ihalesinde aynı “Çevreci duyarlılığı” göstermemesi ise AKP iktidarının çevreye olan gerçek bakış açısını göstermektedir.
Silahtarağa Atıksu Arıtma Tesisi teknolojisi tanımı yapılırken “Atık suyu İÇİLEBİLİR seviyeye getirme teknolojisi var” yaklaşımı ile yakın gelecekte, Kent halkının Atık su Arıtma tesis çıkış sularına muhtaç edileceği duyurusu yapılmaktadır.
Silahtarağa Atıksu Arıtma Tesisi amacının, Arıtma tesis çevresinden kaynaklanan Atık suların arıtımı için değil, (“Kentsel dönüşümden dolayı Arnavutköy bölgelerinden artarak gelecek atık su yükünü Yenikapı’ya kadar çok uzun bir mesafeye TAŞINMAMIŞ olacak ve sonuçta ciddi bir TASARRUF sağlanacak “yaklaşımından yola çıkılarak) Yeni Rezerv alanları adı altında yapılaşmaya açılan; Arnavutköy ve civarı yerleşimlerden kaynaklanacak Atık sular için amaçlandığı anlaşılmaktadır.
Kentsel dönüşümler ve yeni yapılaşmaya açılan alanlar, yamalama ile oluşturulan altyapı sistemi ile İstanbul’un atık sularının büyük kısmı Yenikapı, Baltalimanı ve Kadıköy kanal deşarj noktalarından Marmara denizine ve Boğaziçi’ne deşarj edilmektedir.
Yapımı devam eden Yenikapı, Baltalimanı ve planlanan Kadıköy Atıksu Arıtma Tesisleri, Karbon Kirleticileri arıtma verimi %50-55, Azot ve Fosfor Kirleticileri arıtma verimi %10-15 olarak düşük verimli projelendirilmiş olup, bu yaklaşım bir “Biyolojik Arıtma” Çözümü olarak gösterilmektedir. Arıtma sistemlerinde oluşan biyolojik çamurların arıtılması ile ilgili bir çözüm üretilmemiştir. Sistemlerden kaynaklanan çamurun borularla veya gemiler ile taşınması şeklinde Kent sağlığını tehlikeye sokan bir öngörüde bulunmakta yetinilmiştir.
Kent atık su sorunun bu anlayışlar ile çözülmesi mümkün değildir. Öncelikle;
Kent altyapısının planlanarak; su havzalarının, ormanlarının, ekolojik yaşam alanlarının korunması sağlanmalı ve yeni yerleşim alanlarının açılmasından vazgeçilmelidir.
Planlı bir altyapı ile kent halkının yaşam alanından uzak yerlerde oluşturulacak yüksek verimli, Marmara denizine, Boğaziçi’ne ve ekolojik sistemine uygun biyolojik arıtma sistemleri kurulmalıdır.
Arıtma sistemlerinden kaynaklanan çamurlar ise bir enerji kaynağı olarak değerlendirilip, kendi enerjisini üreten arıtma sistemlerine dönüştürülmelidir.
Kent atık suyun %10‘u mertebesinde Arıtma kapasitesinde olan Silahtarağa Atıksu Arıtma Tesisi ihalesi iptali ile “En Çevreci” yarışına giren partiler öncelikle kentin bütününde çözüm yöntemlerine duyarlı olmalı, ekolojik yıkıma karşı rantçı yaklaşımlarından vazgeçmelidirler. Çözümün kent halkının yönetimlere katılımı ile mümkün olacağı gerçeğini kavramalıdırlar.
EMEK HAREKETİNDEN MÜHENDİSLER